1 Ocak 2015 Perşembe

Bir Karıncanın Elinden Gelmediği Kadar Karıncayiyengillerden Kaçmaya Çalışması

Dün gece bir kuştum. Keşke hep kuş olarak kalsaydım.

Kızılay'da insanların üstünden uçtum. Dün gece ben ne yaptım pişmanlığıyla uyanacak olsan insanları aradım. Sokakta öpüşen çiftler, insanların önünü kesip para isteyen çorapsız çocuklara baktım. Daha çok erken, çok çok erken. Kanatlarımda dünyanın yükü. 

Karanfil'de bir bankta oturup ağlayan bir kadının yanına kondum. Evet, evet kadn ağlıyordu. Siz bunu anlamıyordunuz, illa gözlerinden yaş gelmesine gerek yok. Ben de sigara içişinden anladım zaten. Susarak ağlıyordu bu kadın. Sigarasının ateşine dalıyordu sürekli gözleri. Beni fark etmedi bile, iyi ki de fark etmedi fark etse korkabilirdi bakışlarımdan. 

Sağ elindeki eldiveni çıkarmıştı kadın sigara kokmasın diye. O kadar pembe duruyordu ki sağ eli kanatlarımın arasına almak istedim. 

Telefonu çaldı kadının. Ağzındaki dumanı üfleyip açtı. Güldü. Telefonu kapatıp tekrar ağlamaya başladı. Bu kadın yanında biri olduğunda ağlayamayanlardandı. Bir mesaj yazdı daha da fazla ağlayarak. Gözlerini ayırmadan telefona bakıyordu. Sanki gelecek cevabı anında görmezse mesaj yok olacak gibi davranıyordu. Telefonun ekranı kararınca bir telaşa düşüyor, ekran kilidini açmak için uğraşıyordu. Hayır güzel insanlar sakın yanlış anlamayın kadın bir ekran kilidini açamayacak kadar beceriksiz değil. bütün bu elinin dolaşmaları telaştan ve endişeden. Gelecek mesajın vereceği acıyı bir an önce atlatma isteğinden. 

Kadın telefona bakmaya devam ederken bir adam geldi yanına. Çakmak istedi. Kadın verdi. Gülümsediler birbirlerine. Adam gitti, kadın ağlamaya devam etti. Susarak ama susarak ağlıyordu kadın. Cevap gelmeyen mesajını bir kez daha okudu. Keşke yazmasaydım diye geçirdi içinden. Yazmasaydım sanki ne olacaktı diye de düşündü aynı anda. Bir insanın kendisiyle çelişkiye düşmesi ne kadar acıdır bilir misiniz? Özellikle de bir kadının, susarak ağlayan bir kadının. Ama siz bu kadınlardan korkun işte. Üzdüğünüz kadın susuyorsa korkun ondan. Sizi darmadağın edeceğinin verdiği bilincin suskunluğudur bu. Açtığınız bütün yaraları saymak için susuyordur o kadın. Sizin görmeyeceğiniz yaralarını. Hepsini tek tek aklına kazıyıp daha derinlerini açmak için susuyordur o kadın işte. Sus kadınım, geçecek.

Çantasından bir not defteri ve kulaklık çıkardı kadın. Kulaklığı taktı. Sevdiği kadar sevilmeyen kadınların hep yaptığı gibi Yıldız Tilbe dinlemeye başladı. Sol elindeki eldiveni de çıkarıp sigarayı sol eline aldıktan sonra yazmaya başladı. Size yazdıklarını  elimden geldiğince birebir aktarmaya çalışacağım güzel insanlar. 



''Eksik kalınmışlık hissini üstümden atmaya karar verdim bu gece. Asıl acının terk edilmekten değil verilen ama tutulmamış sözlerden kaynaklandığını öğrendim. Nefretin en sevgi dolu boyutundayım şu an. Tam gidecekken tamamen, aklıma gelen en ufak bir mutluluk engel oluyor bana. Bütün suç kuşlarda sevgilim. Dünyayı güzel bir yer sanmamıza neden oluyorlar. Bunun doğru olmadığını ben öğrendim, senin de öğrenmen gerekecek. Büyümelisin.'


Kadın yazdığını okudu yüz buruşturarak. Telefonuna bir daha baktı mesaj gelmiş mi diye. Gelmemişti ama ağlamıyordu da artık. Hatta gülüyordu, susaraktı gülmesi de. Sigarasını bitirdikten sonra kalktı banktan. Eve gitmeyecek kadar huzursuzdu. Ben bu kadar tedirgin adımlar görmemiştim. Nereye gidiyordun sen kadın. Gitme kadın gitme.



Durağa kadar takip ettim onu. 413e bindi. Öğrenci vermiş olmalı. Gidemedim daha fazla kadınla. Dayanamazdım. Kadına söylemeliydim yaralarına karşılık açacağın bütün yaralarda sende de yeni yaralar oluşacak. 


İnce bir ağaç dalına kondum. Dalda sallanırken kadını düşünüyordum hala. Keşke o da kuş olsa, ben de hep kuş kalsam. Böcek olarak bile uyanamayacağım artık biliyorum. Biliyorum insanlığın gelmediği anlamları, hayat üzerinde atılan her adımların ne kadar anlamsız olduğunu. Biliyorum ama ben de susuyorum ya da uçuyorum. Başka acıları size anlatarak kendi anlamsızlığı unutmaya çalışıyorum.

Benden nefret edin güzel insanlar, nefret edin. Bu sabah ben de insanım ve kendimden utanıyorum.

1 yorum:

  1. Kimse darmadağın olmuyor. Öncelikle de darmadağın edenler olmuyor. Ütopik bi adalet sistemi . Benı çok üzdü, o daha çok üzülecek. Hayır abi. Seni çok üzdü, daha da çok üzecek. Onaysa hiçbir şey olmayacak.
    Maalesef.

    YanıtlaSil