Son iki aydır
oturduğumuz masaya bakarak önünden geçtiğim yerde şimdi tekrar birlikte
oturuyoruz.
Keşke bu masada oturma sebebimiz sadece senin bende,
benim sende kalan eşyaların hatırına olmasaydı.
Zamanla birlikte
başka hayatlar da geçmiş üzerimizden. İtiraf etmesek de biliyoruz. Daha doğrusu
ben biliyorum, sense gözlerini kaçırıyorsun. Oysa ne de çok severdin gözlerini
kırpmadan beni izleyerek utandırmayı. Bakamıyorsun artık. Büyük ihtimal
bakmak istemiyorsun ya da ne bileyim bakasın gelmiyor işte.
Başka hayatlar…
Bütün suç
onlarda.
Garsona
seslenirken sen ‘Merhaba’dan sonra söylediğim ilk şey ‘Limonlu soda.’ Oluyor.
‘Çay ve limonlu
soda’ diyorsun sen de gülümsemeden. Üstüme alınmamdan korkup garsona bile
nezaket göstermiyorsun.
Alınırdım.
Susmaya devam
ediyoruz.
Siparişler geliyor.
Teşekkür ediyorum.
Gülümsemiyorsun.
Alınıyorum.
Konuşmaya birimizin
başlaması gerekiyor, farkındayız. Bana korkularım engel oluyor sana burada
bulunmanın anlamsızlığı. Bir şeyler anlamlı gelmiş olmalı ki yüzünü bana
çevirerek konuşmaya başlıyorsun.
-Değişmişsin sen.
Eskiden daha güzeldin sanki. İyi bak demiştim kendine. Neden dinlemedin beni?
-Yoo hala
aynıyım. ( senden sonra gözlerimi kapatarak görmeye çalıştım çünkü. Senden sonra
ben, ben olmaktan çıktım. Senden gidemedim diğer yarımı da diğer hayatlarla
paylaştım. )
-Değilsin. Yanlış
anlama güzelsin ama önceki kadar değil. Tabii bu beni ilgilendirmez artık ama
senin için söylüyorum.
-Bence senin
güzellik anlayışın değişmiş yoksa ben hala aynıyım yahu. Değiştim tabi ama o
kadar da değil.( Değiştim hatta o kadardan fazla değiştim. Çirkinleştim çünkü
mutsuz kadınlar güzel olamaz ki. O kadar mutsuzum ki hiçbir kozmetik ürünü bunu
kamufle edemiyor. Hayatıma yeni giren adamlar bunu fark edemiyorlar en azından.
)
-Neyse beni
ilgilendirmez zaten. Öylesine söylemiştim.
-Öyle deme biz
arkadaşız sonuçta. ( Olmaz olsun böyle arkadaşlık.)
Hafif bir
gülümseme sonrası tekrar suskunluk başlıyor.
Neden susuyorsam
söylemem gereken o kadar çok şey varken. Her şeyi en baştan yaşamak isterken
neden susuyorsam. Diğer hayatlara gitmene izin vermemen gerekirken el
sallayacağım birazdan sana. Ben o masada öleceğim.
Çayın bittiğinde
ben neredeyse hiç içmemiştim sodamdan.
Kalkman gerekiyormuş.
Alacakları alıp,
verecekleri verdikten sonra gittin.
Bense şimdi daha
da çirkinim ve hayatımı daha fazla parçaya bölüp dağıtmaya devam edeceğim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder